Sait Faik Abasıyanık Sinağrit Baba İncelemesi

 

Yazar güzel bir betimleme ile başlayarak bizi metine ortak etmeye çalışıyor. Sonra ilk başta Sinağrit babanın bir insan olduğunu düşünürken balık olduğunu anlıyoruz ve balık olsa da yazar bir insan gibi bahsediyor ve insana özgü özellikler yüklüyor. (Sinağrit Baba ömründe konuşmamış, ömrü boyunca evlenmemiş, ömrü boyunca yalnız yaşamıştır.) Bu bizim Sinağrit babaya daha çok inanmamızı sağlıyor. Daha sonra bir av olacağının farkında olarak oltalardan birindeki avı yiyip hayatının sonlandırmak istiyor. Bunu bile bile yapıyor. Ayrıca bu ölüm isteğini daha diriyken yani fiziksel özellikleri sağlamken yapmak istiyor. ( Daha her yeri pırıl pırılken, mantosu sırtında iken, daha eti mayoneze gelirken bitirmeli bu ömrü)  Biz bunu bir insanın sağlıklı ölmek, hastalıkla cebelleşmemek istemesiyle bağdaştırabiliriz bizden de bunun istediğini anlayabiliriz eserde. Buna ek olarak ölümü gerçekleştirirken bunu erdemli bir şekilde yapmak ve av olacağı kişinin de kahramana (kendine) layık olmasının önemini vurguluyor bize. Ölüm gelecek nasıl kendisini var olduğunu bildiği gibi ölümün geleceğini de biliyordu. Bunun için seçimin cömert ve erdemli bir kişi olarak seçmişti. Ve oltalarla bize çeşitli insanlar gösteriyordu. Sinğarit Baba aradığını bulduğu sandığı bir oltada can verirken yanlış bir seçim yaptığını anlamıştı ama çok geç kalmıştı. Kaderinden kaçamayarak hiç istemediği bir ölüm yaşadı. Yazar burada ise bize bir insanın kaderinden kaçamayacağını kaderin gerçekleşeceği inancını göstermiştir.

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.