1950-1980 Arası Kırdan Kente Göçün Politik, Sosyo – Kültürel ve Ekonomik sonuçları

 1950-1980 Arası Kırdan Kente Göçün Politik, Sosyo – Kültürel ve Ekonomik sonuçları

Yusuf Demir


2021

İnsanların yaşamlarını bir çok faktör etkiler. Bunların en önemlilerinden biri de mekandır. İnsanın yaşam kalitesi, zaman ve mekân algısı, duyguları ve düşünceleri ve üretimi mekândan etkilenir ve mekânın özelliklerini gösterir. İnsanlar yaşadıkları yerlerde kendilerini güvende hissetmek isterler. Zaman içinde insanlar çeşitli nedenlerden dolayı bu aradıkları güveni mekanlarında bulamazlar ve yaşam alanlarını değiştirir. Bu da insanların göç etmesini veya kitlesel göçü doğurur. Bu nedenler genellikle siyasal, sosyal ve ekonomik durumlardır. Türkiye ve coğrafyasını göç yüzyıllar boyu çeşitli boyutlarda ve bahsi geçen nedenlerden dolayı etkilemiştir. 1950 – 1980 dönemi arasında ise Türkiye’de kentleşme önemli bir ivme kazanmıştır. Yaşadıkları kırsal mekanlarda siyasal, sosyal ve ekonomik nedenlerden dolayı kendilerini güvende hissetmeyen insanların sayısı bu dönemde artmıştır ve kırdan kente göçe neden olmuştur. Sanayileşmenin artmasıyla beraber iş gücüne duyulan ihtiyacın azalması, refah seviyesi sağlık, eğitim gibi hizmetlere ulaşılamaması yanında birçok nedenle kırdan kente göçü doğurmuştur. Kırdan kente göç hala devam etmekte fakat 1950 – 1980 dönemleri arasında Türkiye’nin kentleşmesi kentlerde çok katmanlı bir sosyal yapı oluşturmuştur. Bu çok katmanlı yapının birçok yönden topluma, ülke siyasetine, ekonomiye etkisi olmuştur. Bu durumlar göz önüne alınarak bu yazıda göçün kentlerdeki dinamikleri nasıl etkilediği incelenecek. Politikanın nasıl etkilendiği ve siyasilerin bu duruma tepkisi, sosyal ve kültürel açıdan doğurduğu yeni kültürler, kültürel çatışmalar ve Ekonomi üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri adı altında üç başlıkta incelenerek dönemin durumu bu yazı da yansıtılmaya çalışılacaktır.


Öncelikle köyden kente göçün doğurduğu kozmopolittik yapı politika da çok büyük yankılar ve yansımalar oluşturmuştur. Kırsal kesimden gelen insanların gecekondular inşa etmişler ve burada yaşamlarını sürdürmeye başlamışlardır. Bu insanlar ulusal siyasete katılım gösterdikçe kentleşme kavramına hâkim olacaklardır. Bu durum köyden kente gelen insanların oy potansiyelini ön plana çıkarmıştır. Bu nedenle Politikacılar ve siyasiler propagandalarını bu göç eden insanlar üzerinden yapmaya başladı. Gönüllü bu durumu şöyle açıklar bu doğrultuda siyasetçinin yaptığı gecekonduların üzerine inşa edilmiş olduğu evlerin tapusun vermek, su, elektrik ve ulaşım sözünü vermek olmuştur. Karşılığında gecekondu yerleşimindeki göçmen ise oyunu vermeyi vaat etmiştir. (S146, 2015) Böylelikle göçmenler siyaset içine büyük bir oy potansiyeli olarak girmiştir. Artan gecekondulaşmayla birlikte kentlilerden daha çok politikaya ihtiyaç duydu göç eden insanlar. Çünkü yaşam alanlarını korumanın yolu seçim zamanlarında siyasilerden aldıkları evlerin tapularıydı. Başka bir deyişle bu etkileşimden partilerin beklediği ve partileri bekleyen iki çıkar gurubu doğmuştur. Göçmenler şehirlerde toplu halde hareket etmişlerdi bu da politikayı etkileyen bir diğer faktördür. Örneğin bir köyden göç eden bir aile başka bir aileyi etkiliyor. Bu katlanarak birbirinden etkilenen bir kitle haline dönüşüyor. Eğer politikacılar kitleden öncü bir kişiyi vaatleri ile etkilerse birden fazla seçmen kazanmış oluyor. Gecekondu artışı da özellikle seçim dönemlerinde artmıştır. Bu sayede Demokrat Parti köyden kente göç eden insanlardan aldığı oyların büyük etkisiyle tek parti iktidarını sarsarak yerine gelmiştir. Bu nedenle köyden kente göç ve gecekondulaşma hakkında sert ve keskin bir duruş sergilemekten çekinmiştir ve olayı popülist bir düşünceyle el almıştır. Demokrat Parti (1950’ler) ve Adalet Partisi (1970’ler) dönemlerinde göçmen halkı etkisi altına almıştır. ‘’Demokrat Parti ve Adalet Partisi iktidarları sırasında ülkeye hâkim olan iktisadi kalkınmaya olan inanç, gecekondu halkının muhafazakâr iktidar partilerini desteklemesi sonucunu doğurmuş.’’ (Gönüllü, s150,2015) Bu yaklaşım 1970’ler başında solun yükselmesiyle birlikte ekonomik bunalımlardan dolayı azalmış ve sosyal demokrat gibi diğer sol partilere kaymıştır. Çünkü gece kondu gençleri dönemin sol kesiminin etkilediği grup olmuştur. Ayrıca bu dönemde sadece partiler ve sol gruplar değil diğer siyasi gruplarda etkilemeye çalışmıştır göçmenleri. Kısaca köyden kente göçün büyük bir kitlesel hareket olması ve bu hareketin getirdiği siyasi sorumluklar, göçmenlerin oy potansiyelleri, yaşam alanları ve refah için göçmenlerin siyasete ihtiyaç duymaları politika tarafından bir araç olarak görülüp kendi amaçları için kullanmışlardır.

1950-1980 yılları arasında köyden kente göçün en büyük etkilerinden biri sosyo-kültürel durumdur. Kırdan kente göç eden insanlar kentle tam olarak bütünleşememiş ve kültürel şokla karşı karşıya kalmıştır. Bir yandan şehre ayak uydururken diğer yandan köyden kalan alışkanlıklar ve kültürler arasında sıkışıp kalmışlardır. Bu durumda şehre ayak uydurma kaygısı insanların duygularına yansımış ve yeni bir müzik türü olan “Arabesk” olarak ortaya çıkmıştır. Maral Özbek, 1960'ların sonunda Türkiye'de ortaya çıkan ve gecekondularda ya da gecekondularda yaşayan kırsal göçmenlerin tutkularını ele geçiren bir popüler müzik türünün arabeski açıklıyor (S.211). Kentsel ve kırsal ezgilerin ve söylemlerin bir arada kullanılmasıyla geçiş döneminin Arabesk müzik göçmenlerin duygularına tercüman olmuştur. Başlangıçta gecekondu müziği olarak görülse de zamanla müzik piyasasında popüler hale gelmiştir. Ayrıca göç edenlerin gecekondularda yaşaması şehirlerin tarihi dokusuna zarar vermiştir. Köyden kente gelenler gecekondularda yaşamak zorunda kalmış ve bu da plansız kentleşmeye neden olmuştur. Kentin modern ve tarihi yapılarının yanında bulunan bu düzensiz yerleşimler görsel kirlilik oluşturmuştur. Bu durum daha sonra kentlilerle göçmenler arasında sorunlar yaşanmasına ve toplumsal düzenin bozulmasına neden olmuştur. Güreşçi, bazı şehir sakinlerinin göçmenler arasında uyum sorunları yaşadığını ve bu nedenle yaşadıkları mahalleleri terk ettiğini anlattı (s.131 ,2011). Bu da bize yaşanan uyum sorunlarının şehirlerde asayişin bozulmasına neden olduğunu göstermektedir. Ayrıca kırdan kente göç nedeniyle kent nüfusunun hızla artması okul, yol, sağlık ocağı gibi demografik yeniden yapılanma ihtiyacını doğurmuş, ancak ihtiyaçlar arttıkça kent planlaması ve kültürü olumsuz etkilenmiştir. Son olarak şehre göç eden insanlar kendi kültürlerini getirip şehirlerde küçük köylerini kurmuşlardır. Bu durum, başkalarına yardım etmek için birinin arkasında durarak şehir yaşamının üstesinden gelme ihtiyacını doğurmuştur. Bu durumun sonucunda il, ilçe ve köy dernekleri kurulmuştur.'' Göç eden köylüler arasında iş birliği ve dayanışma bilinci gelişmiş ve hemşeri dernekleri kurulmuştur.'' (Güreşçi, S.130,2011) Kısacası, kırdan kente göç arayışı birçok sorunu beraberinde getirmiş ve kente yansımıştır. Ayrıca kültürel şok yeni ürünleri de beraberinde getirdi.

Son olarak, göçün etki ve sonuçlarından biri de ekonomi üzerinde olmuştur. İnsanların kırsal kesimden kentlere göç etmelerinin en büyük nedeni ekonomik faktörlerdi. Sanayileşmeden sonra köyde hissedilen işgücünün yerini makineler almış ve insanlar daha iyi bir ekonomi için şehirlere göç etmiştir. Göçmenlerin yoksulluk durumu şehirlerdeki yoksulluk düzeyini azaltmış yani yoksul insan sayısını artırmıştır. Aynı zamanda kent nüfusunun artmasıyla birlikte yerel pazardaki ürüne olan talep de artmıştır. Bu nedenle göçmenler tüketici olarak önemli bir rol üstlenmişlerdir. Ülkede ABD'nin desteğiyle (Marshall Planı ve Truman Doktrini ile alınan yardımlarla) uygulanan liberal ekonomi, anti-komünist yani kapitalist bir yapı ile yönetilmektedir. Bu kapitalist yapıda kente göç eden insanlar ucuz bir güç kaynağı olarak görülmüş ve sömürülmüştür. 1960 darbesinden sonra göçmenlerin ucuz emek ve tüketici konumunun önemi daha da arttı. Gönüllü, 1960'lı yıllarda devletin ithal ikameci kalkınma planını benimsediğini ve bu modelle gecekondu halkının ucuz işgücü ve tüketici kaynağı olarak önemli bir rol üstlendiğini söyleyerek bu ifadeyi desteklemektedir. Bu bize bunun göçmenler üzerinden emek hırsızlığı olduğunu ve bunların bedelini ödemeyerek haksız kazançlar elde edildiğini kanıtlıyor. Mevcut yoksulluk nedeniyle göçmenler sigortasız ve düşük ücretlerle çalışmak zorunda kaldı. Kısaca, mevcut liberal ekonomi nedeniyle göçmenler ucuz emek olarak görülmüş ve emekleri sömürülmüştür. Ayrıca yerel pazarda tüketici rollerinin önemi artmıştır.


Sonuç olarak, 1950-1980 yılları arasında kırdan kente göç, kente hızlı bir büyüme ivmesi getirmiştir. Bu büyüme hızı birçok sorunu ve etkiyi de beraberinde getirmiştir. Politikacılar ve siyaset, göçmenleri, bu köyden kente göçün getireceği sorunlardan ziyade, oy verme potansiyelleri açısından bir araç olarak görmüşler ve seçim dönemlerinde göçmenler üzerinde propaganda yaparak bu sorunların büyümesine neden olmuştur. Ayrıca kent kültürüne alışmak ve uyum sağlamak göçmenler için zor bir süreç ve zaman aldı. Kendileri gibi iki kültür arasında kalan arabesk müzik ile duygularını hayatlarına yansıtmışlardır. Kültürel kargaşa, şehir halkının uyum sağlamasını engelledi ve şehirdeki düzen bozuldu. Üzerinde gecekondu yapımının hızlanması ile çarpık yapılaşma ortaya çıkmış, şehrin modern ve tarihi yapısı bozulmuştur. Ekonomik açıdan ülkenin ekonomik politikaları göçmenleri önemli bir tüketici ve ucuz işgücü haline getirmiş ve sömürülmüştür. Tüm bunların üzerine kırdan kente göçün sonuçları için yeterli adımlar atılamamış, atılan adımlar hedeflerin gölgesinde kalmıştır. Bu nedenle sorunlar artarak devam etmiştir. Türkiye'nin geçmişindeki sorunlara önemli bir ışık tutan 1950 ile 1980 arasındaki göç dönemini ve Türkiye'yi yansıtmaktadır. Toplumu etkileyen bu tür olayların sonuçları, toplumun tüm kesimleri tarafından geçmişteki hatalardan ders alınarak düşünülmelidir.


REFERANSLAR

Gönüllü.G (2015) “SİYASET VE KÜLTÜRÜN BİR PARÇASI OLARAK GÖÇ VE Gecekondu Yerleşiminin ANALİZİ: 1950’DEN 1980’LERE İSTANBUL’A GÖÇ”, Turkish Journal of Social Research ,19(2), 133-147

Güreşçi, E. (2011). Türkiye'de Köyden Kente Göç ve Düşündürdükleri. Sosyoekonomi , 15 (15) , . https://dergipark.org.tr/tr/pub/sosyoekonomi/issue/21075/226907 adresinden erişildi.


Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.