HEMDEM


 

                          HEMDEM

Cananım!

Olmak istediğimiz yerdeyiz seninle

Her şeyden ve herkesten uzakta, çook uzakta

Tatlılığını kıskandığı her halinden belli olan,

Kitaplarla bezenmiş şirin bir dağ evinde...

Sen okumayı seversin diye

En sevdiğin romanlarla doldurduğum raflarda

Bir senin narin teninin kokusu

Bir de el değmemiş, körpe kitap kokuları sarmış evi

Etrafımız, senin rahmetine muhtaç sığla ağaçlarla çevrili

Okuyabiliyorum yapraklarının anlattıklarını,

Seni ağırlamanın verdiği bir mutluluk var yüzlerinde

Dallara bir umut,

Ay yüzünü görmeyi bekleyen, ötüşüp

Adını zikre duran hint bülbülleri konmuş peşin sıra

En güzeli de şu ki sevgilim,

Sobanın üstünde melul melul duran,

Rengini, senin gözlerinden alan kestanelerin

Seni her öpüşümde hasetten çatlıyor olması...

Ve ateşin içimizi ısıtan çıtırtılı sesi

Bak! Duyuyor musun çağlayan ırmağın nağmelerini

Kevser’in suyu olmak için sana, yarını çağırıyor adeta

Göğe inat,

Gülüşündeki saklı güzellikler gibi rengarenk bir uçurtma yaptım sana

İpi, her an atlamak için vakit kolladığım

Gözlerindeki derinlik kadar uzadıkça uzayan...

Desene Cananım!

Seni sevmenin sınırı hangi ülkeye lütuf olabilir ki

Gidenler görseler seni Ervah-ı ezelden

Kalkar kıyama durur, hicâbtan utanır yüzler

Bir meftun bakışınla sapladın yüreğime müjgan okunu

Her zerreme seni haykıran bir atlı koşar içimde

Sana teslim olduğum o kutlu günden beri

Kahverengi gözlü bir maral yaşar mabedimde...

                                                                            MURAT LALO

 

 

 

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.